25 Şubat 2014 Salı
Köpekler ve insanlar
Kesinlikle insanları sevemiyorum. Anlaşamıyoruz.. Köpeklerle bile anlaşmayı başardım, ki ben köpek gördüğünde kaçıp arabaların ortasına atan kendini! Bir sene öncesine kadar köpek gördüğümde ödüm kopardı ama artık korkmuyorum, seviyorum onları. İnsanların sevilmeyi hak etmediğini ve köpeklerden daha korkunç olduklarını anladığım günden beri bu böyle. İnsanlar kesinlikle hiç bir şeyi hak etmiyor. Köpeklere bir gülümse nasıl sakin nasıl tatlı oluyorlar. Onlar bizi iyi anlıyorlar. Bize zarar vermek niyetinde değiller. Ama insanlar öyle mi? Sevgiyle yaklaşsan dahi itmeye öyle alışmışlar ki, öylesine cani öylesine insafsız öylesine düşüncesiz olmayı amaç bilmişler..
14 Şubat 2014 Cuma
Şikayetçiyim
Ne yazık ki güçlü bir sezgiye sahibim ve bu beni öldürüyor. Olacakları önceden tahmin edebiliyorum ama tahmin ettiğim halde hata yapmaya da bayılıyorum. Önsezilerim ön yargı olarak anlaşılabiliyor ve bu çok saçma. Çevrem ve bu dünya birbirini kıran, yargılayan, üzen, öldüren insanlarla dolu. İnsanlar birbirini içten içe yaralıyor. Dünya adaletsiz; bazıları çok fazla zevk alıyor bu hayattan bazıları ise ölümle burun buruna yaşıyor. Şikayetçiyim bu dünyanın dertlerinden. Bu insanlarından. Dertlerimle mücadele etmeye çalışırken, hayattan bir nebze zevk almaya yaklaşırken, beynime giren kötümser düşüncelerden, ruhumun çaresizliğinden şikayetçiyim.
7 Şubat 2014 Cuma
Yapboz parçaları
Sürekli değişen duygular yaşıyordum. Birini sevip sonra nefret ediyordum ondan soğuyordum falan. Yapboz parçalarını tek tek bir yere uyması için dener gibi birini arıyordum. Biri olmazsa diğerini deniyordum diğeri de olmazsa bir başkasını. Bundan dolayı tüm yapboz parçaları yıpranıyordu. Çok aradım ama hala bulamadım kalan son bir yapboz parçasını. Ya kaybolmuştu, ya da hiç olmamıştı. Kalbimde bir delik olarak kaldı o dolmayan boşluk. Hala o boşluk için olan yapboz parçasını arıyorum. Bulabileceğimi ummadan, hiç olmadığını düşündüğüm parçayı arıyorum.
Kimsesizlik hissiyatı
Hiç kimsem mi yok, yoksa olanları kaybettim mi bilmiyorum. Hiç olmayan birini özlüyor gibiyim. Sanki hiç olmayan birinin yokluğu bu.
5 Şubat 2014 Çarşamba
Allahım neden ben?
Allahım sen neden bu paranoyak, çok ufak şeylere bile büyük tepkiler verebilen kuluna böylesi şaşırtıcı şeyler yaşatıyorsun? Anlatsam anlatılacak gibi değil benim şaşırdığım olaylar. Ortada bir şey yokken bile krizlere giren klasik ben işte. Merak ettiğim şu ki Allahım daha az tepki veren birilerinin karşısına çıkartsan böyle şeyler olmuyor mu? Beni böylesi hale sokacak kişileri görmek istemiyorum artık. Ama olur mu, ne kadar uzaklaşsamda karşıma çıkıveriyorlar ansızın. Durduk yere yersiz meraklarım yüzünden kendimi depresyona ve paranoyaya itebiliyorum işte. Belki alışmam lazım, belki katlanmam lazım..
4 Şubat 2014 Salı
Hayat fazla yıkıcı
Hayatım önce umutlanmalarım, sonra hayal kırıklıklarım ve sonra yıkılmalarımdan ibaret. Hepsi birbirini izliyor sanki. Umutlarımın sonu iyi olmuyor. Kimseden bir şey ummayacaksın bu hayatta. Yaşa yaşayabildiğince. Kimseden bir şey bekleme. Kimseye bağlı olma. Çünkü hayat yıkıcı, çünkü hayat acımasız..
Browni ile imtihanım
Mutfağa girdiğinde türlü sakarlık ve rezillikler yapan ben,bugün ilk defa kendi başıma kek yaptım. Tabii bu kek 'sana kek yaptıım' diyebileceğim biri için değildi. Çünkü öyle biri yok. Neyse, konumuz bu değil. Kendim ve ailem için yaptım tabiki kekimi. Gel gelelim benim kekim fazla yağlı olmaz mı! En çok yumurtanın kabuğunun kaçmasından korkuyordum ama hiç beklemediğim bir şey oldu ve kıvamı istediğim gibi olmadı. Halbuki bu tarifi çok sevdiğim teyzemden almıştım ve onunki harika olmuştu. Sonuç olarak kekim ev halkı tarafından beğenilmiş gibi gösterilse de eksikler bulundu, gereksiz eleştiriler yapıldı.. Bu da benim istek ve hevesimi kırdı. Hiç bir şeyi tam anlamıyla beğenmeyip, tam anlamıyla memnun olmayan bir ailem var sanırım. Ben de mükemmeliyetçiyim ama bu kadarı da fazla. İnsan bir kere de kusur bulmasın bir şeye ya.
Kafa dinlemek için bu hayat fazla gürültülü.
Şimdi önceki hüzünlerim için pişmanım, duygusuz olmayı seçtim artık. Ya da duygularımı göstermemeyi.. Çünkü insanoğlu duyguların değerini bilmiyor. Git bir kediye, köpeğe sarıl daha iyi yaklaşır sana. İnsanlar itiyor, tekmeliyor. Artık yorgunum bir sevgi aramak için. Bir sevgiyi anlamak için. Bir sevgi bulup anlamak ne zor iş. Sadece yaşıyorum öylesine. Sebepsizce. Birbiriyle aynı olan günlere uyanıyorum. Birbirinden hiç bir farkı olmayan sıradan günlere.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)